Dikkat Bozukluğu

13.05.2013 18:07

 Bu terim (ADD), yıllardan beri, farklı disiplinler tarafından değişik şekillerde adlandırılmış ve tanımlanmıştır. 1960'larda, dikkati (dağınıklığı) üzerine sorunu olan bir çocuk, bir hekime gitseydi, muhtemelen "önemsiz bir beyin fonksiyonu" (MBD) teşhisi konulurdu. Okul, "öğrenme engelli" ya da "hiperaktif" de diyebilirdi. Günümüzde ise, en çok kullanılan terim, "dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu" (ADHD) dur.

 

 

 

Bununla birlikte, uzmanların tavsiyesi, sadece hiperaktiviteyi değil, her türlü dikkat sorununu kapsayan ADD, yani "dikkat eksikliği ya da konsantrasyon bozukluğu" teriminden yanadır.

 

 

ADD engelli çocukların ortak özellikleri, az önce de belirttiğimiz gibi hiperaktivite, dikkat dağınıklığı ve fevrî hareketler (aşırı hareketlilik) dir. Bu çocuklar, bir işe kendini vermede sorun yaşarlar, konuşmaların önemli noktaları ile okullarla ilgili çalışmalarda dikkat toplamakta zorlandıkları gibi, kendilerine verilen işi de çoğunlukla tamamlamazlar; çünkü bir işten ötekine koşarlar veya konu dışı herhangi bir uyarıcı dikkatlerini kolayca dağıtır.

 

 

Hiperaktivite, kendine özgü bir merkezi sinir sistemi bozukluğu olup, çocukların motor hareketlerini kontrol altına almalarını güçleştirir.

 

Sözcüğün kullanımında anlamının dışına çıkılmaktadır. Çocuklarla bulûğ çağındakilerin çoğuna hiperaktif denilmesi doğru değildir. Terim rastgele kullanılmamalı, ancak spesifik rahatsızlığı olan bulûğ çağı çocukları ile küçük çocuklar için kullanılmalıdır. Tıbbî teşhisi de kapsayan çok disiplinli bir değerlendirme olmaksızın, bir çocuğun hareketleri hakkında hiperaktif kanısına varmak zordur.

 

Bazı çocuklarsa, hiperaktif olmayabilir; ancak, bir işe kendilerini veremezler. Bu çocukların dikkati kolayca dağılır ve duyuları yardımıyla giren bilgiyi süzgeçten geçirmekte zorlanabilirler. Birçoğumuz dışarıdan edindiğimiz belirli bilgi parçacıklarını üst üste koyarak, dikkatimizi önemli olan noktada toplayabiliriz. Ne yazık ki, dikkati dağınık çocuklar, birbiriyle ilişkisi bulunan bilgiyle, bulunmayanı ayırt etme konusunda yeterli olmadıklarından, her şey dikkatlerini çeker. Belirli bir işe uzun süre dikkatlerini veremezler; bu nedenle, bu çocukları tanımlamak için, "kısa süreli dikkat" terimi daha sık kullanılır.

 

ADD'li çocukların hareketleri fevrîdir; önce hareket eder, sonra düşünürler. Kırıcı sözler edebilir, sözlü saldırıda bulunabilir, ancak bunun böyle olduğu kendilerine belirtilinceye kadar, gerçeği idrak edemezler. Bir erkek çocuğu sınıf arkadaşına ikide bir vurup, sonra da bol bol özür dileyebilir. Bu çocuklar, hareketlerinin anlamını önceden kestiremediklerinden, sadece davranışta bulunurlar. Aceleci çocuklar, konuşmayla uzak yakın alâkası olmayan sorular sorarlar ve sınıfta da, daha soru sorulmadan cevap verirler ki bunlar, çoğunlukla yanlış cevaplardır. Ayrıca böyle küçüklerle, bulûğ çağı çocuklarının başı hiç dertten kurtulmaz gibidir; zirâ, hareketlerinin nereye varacağını hiç düşünmezler. Gerçekten dikkat bozukluğu (ADD) olan çocuklar; okulda olsun, evde olsun göze çarpacaktır. Şayet bir çocuk, sözü edilen ortamların birinde bu karakteristiklerden herhangi birini sergiliyorsa, durum muhtemelen ADD'den başka nedenlere bağlı olabilir.

 

Öğrenme yetersizliği sorunuyla karşı karşıya bulunan çocukların üçte ikisi, ADD kadar ağır ve yaygın olmasa da, dikkat sorunlarıyla ilgili davranış örnekleri sergilemeye devam ederler. Sözgelimi; öğrenme özürü bulunan çocukların çoğu için, önemli konu ile önemsiz konuyu belirleyen süreç, zor bir süreçtir. Saatlerce çalışmaları, sınavlarda başarısız olmaktan başka bir işe yaramaz; çünkü yanlış şey çalışmışlardır.

 

Anne - baba ve öğretmenler, bu tür sorunu olan çocuklar için "sınırlı dikkat aralığına sahip çocuklar" değerlendirmesini yaparlar. Gerçekte, öğretmenlerden, öğrenme engeli olan çocukların özelliklerini sıralamaları istendiği zaman, kısa dikkat aralığı ve hiperaktivitenin, listenin en başında yer aldığı görülmüştür.

—————

Geri